Haber

Kahramanmaraş Depreminden Kurtulanlar Antalya’da Buluştu

Merkezi KAHRAMANMARAŞ’ta yaşanan ve ‘yüzyılın felaketi’ olarak adlandırılan depremin 1’inci yıl dönümünde depremzedeler Antalya’da bir araya gelerek 11 il için gökyüzüne dilek feneri bıraktı. Ailesiyle birlikte depreme yakalanan Bülent Yıldız, “Bu korku hala içimizde. Hiç bitmeyecek. Acımız hiç bitmeyecek. Bugün bizim için 6 Şubat olabilir ama bizim için her gün 6 Şubat” dedi. Biz artık hayatta değiliz.”

Antalya’da, geçen yıl 6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremde hayatını kaybedenler anıldı. Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin desteklediği Hataylı Deprem Mağdurları İnisiyatifi, ‘Umudumuza ışık olun’ sloganıyla gece Karaalioğlu Parkı Kültür Merkezi önünde bir araya geldi. Yaklaşık 50 kişilik grup Kültür Merkezi önünde toplanarak yaktıkları ateşin önünde bir süre bekledi. Depremzedeler saat 04.17’de saygı duruşunda bulunarak İstiklal Marşı’nı söylerken, depremden en çok etkilenen 11 il için 11 dilek fenerini yakarak gökyüzüne bıraktı.

‘YALNIZ OLMADIĞININ HATIRLANMASI BÜYÜK ÖNEM’

Hataylı Deprem Mağdurları İnisiyatifi Kümesi sözcülerinin okuduğu basın metninde şu ifadelere yer verildi:

“6 Şubat 2023 gecesi saat 04.17’de havaların soğumaya başlayıp günü sevinç ve huzur içinde sonlandırmasıyla Antakya, Hatay ve tüm deprem bölgesi için hayat, gerektirdiği ölçüde değişti. Yıllar sonra tamamen normale dönecek.İlerleyen günlerde tüm şehirde yıkım firmaları tarafından hız baskısı başladı.Antakya’nın altında yapılan enkaz kaldırma işlemleri, Antakya semasını gece gündüz kaybolmayan bir toz bulutuyla kapladı. Tamamen yıkılan ve ağır hasarlı yapıların ardından orta hasarlı yapıların yıkılması izledi.Depremin birinci yıl dönümünde Antakya ve Hatay halkı olarak öncelikli beklentimiz devletin depremin ilk gününden itibaren durumunun iyi olmasıdır. Depremin neden bu kadar büyük bir yıkıma yol açtığı ve bir yıl içinde neler yapılması gerektiğine ilişkin açıklamaların ne ölçüde gerçekleştiği konusunda her düzeyde özeleştiri içeren raporun kamuoyuna açıklanması. Bu açıklama Antakya ve Hatay’ın bundan sonraki toparlanma sürecinin şeffaf ilerlemesinin başlangıcıdır. Kamu kurumları ile sivil toplum kuruluşları arasındaki koordinasyon ve bağlantının sağlıklı bir şekilde kurulmasını bekliyoruz. Tam bir yıl önce en şiddetli depremi yaşayan ve o tarihten bu yana da sürecin en ağır etkilerini yaşamaya devam eden Antakya halkına, yaşlılıklarında ve zorluklarında yalnız olmadıklarını hatırlatmak büyük önem taşıyor. Önce acımızı paylaşalım, sonra umudumuzu paylaşalım.”

‘ACIMIZ HALA İLK GÜNKİ GİBİ’

Hatay’da depreme yakalanan ve 3 saat sonra enkaz altından çıktığını belirten Deniz Mısırlı, “Enkaz altındaydım ve 3 saat sonra çıkabildik. Depreme yakalandım. Hatay Antakya’da kötü bir durum, anlatılamaz. Hala sönmüyor. Bu ateş yanıyor ama biz hâlâ içerideyiz.” “Kayıplarımız çok, acımız hala ilk günküyle aynı. Şu anda ailede kaybımız 150 kişi. Bildiğimiz kadarıyla” dedi.

‘ŞEHRİMİZ ÖLDÜ’

Acısının hala ilk günkü gibi taze olduğunu kaydeden depremzede Hasan Haydaroğlu, “Yıllar geçse de unutulmayacak bir şey. Şehrimiz öldü. Yıllar geçse de asla unutulmayacak. Arkadaşlarımız öldü. Okuduğumuz okul, yürüdüğümüz sokaklar, altında serinlediğimiz ağaçlar bile öldü. Bunlar asla unutulmayacak.” .

‘DEPREMİN 11 İLDE OLDUĞUNU 4-5 GÜN SONRA ÖĞRENDİK’

Bülent Yıldız, depremi hâlâ hissettiklerini belirterek, “Bir hafta önce deprem oldu. O yüzden çok sarsıldık. Ondan sonra çocuklarıma ve eşime ‘Çok büyük bir deprem olacak’ dedim. Ben de onları uyardım: ‘Kimsenin merdivenlere koşmasına izin vermeyin, hep birlikte koltukların etrafında toplanalım.’ Bir hafta sonra deprem olduğunda eşim ve ben zaten ayaktaydık, evdeki kedimiz bizi uyandırdı, kanepelerde çocuklarla birbirimize sarıldık, o anda bina taşındı. yan yana. Yaklaşık 45 saniye sonra dibe vurduğumuzda üstümüz çöktü. Aşağıya indiğimizde sadece evimizdeydik. Düşündük. Aşağıdaki görüntüyü gördüğümüzde hava karanlıktı, yağmur yağıyordu, hava kapalıydı. eksi 4 veya 4 dereceydi. Araca binenler vardı. Araca binenler vardı ama üzerine eşyalar düşüyordu. Dolayısıyla depremin büyüklüğünü ancak sabah 07.00-07.30 civarında anlayabildik. O zamanlar sadece bizim mahallede olduğunu sanıyorduk, “4-5 gün sonra Türkiye genelinde 11 ilde olduğunu öğrendik” dedi.

‘BÖYLE BİR ACI TANIMLANMAZ’

Yıldız, “Kızım çığlık atıyordu, oğlum çığlık atıyordu. Biz de ‘öldük’ diyoruz. Bina çöktü, yıkılmak üzereydi. Başımı kaldırdığımda karşıdaki duvarın darbeyle çatladığını gördüm. Çarptı. Dolaplar, buzdolapları her şey mahvoldu. Çok fazla kayıp yaşadık.” Oldu. Allah kimseye, ne bize, ne de düşmanlarımıza bu acıyı yaşatmasın? Bu çok büyük bir acı. Bu acıyı hâlâ hissediyoruz. Daima içimizde kalacak. Bunu asla unutmayacağız. Evdeyken bile her an deprem olacakmış gibi yaşıyoruz. Yani bu endişe hala içimizde mevcut. Asla bitmeyecek. Acımız hiç bitmeyecek. Bugün bizim için muhtemelen 6 Şubat’ın yıl dönümü ama bizim için her gün 6 Şubat. Artık hayatta değiliz. Belki hepimiz öldük ama bazılarımızı gömdüler. Yani böyle bir acı tarif edilemez. Çok büyük. “Çok acı vericiydi, çok acı verici” dedi.

Açıklamaların ardından Hatay’dan Deprem Mağdurları İnisiyatifi’ne bağlı olarak toplanan grup, yaktıkları ateşin etrafında bir süre bekledikten sonra dağıldı.

haberhacilar.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu